Little Neighbors: Hope

''Kişiliğimi tamamiyle ifade edebilmek için özgürlük istiyorum.''
Mahatma Gandhi, Hintli politikacı, ruhani lider
 (1869 - 1948)

''I want freedom for the full expression of my personality.''
Mahatma Gandhi, Indian political and spiritual leader
 (1869 - 1948)





 



Hayatta herkesin umutsuzluğa kapıldığı, kendini ve yaşamını sorguladığı zamanlar olmuştur, işte Hope böyle zamanlardan birinde tanıştı kendisiyle:)

Hope, İngiltere’de doğmuş, orada büyümüştü, herkes gibi sıradan bir hayatı vardı. 27 Mart 2005’de 27. yaş gününde birden zaman onun için durdu, otobüse binmek üzereyken birden yaşlı bir kadınla göz göze geldi. Kadının elinde uzunca bir baston vardı, belli ki zorlukla yürüyebiliyordu, gözleri masmaviydi ama sanki o an içinden ateşler çıkıyormuş gibi gelmişti Hope’a..Her ikisi için de zamanın durduğu o an Hope yaşlı kadının gözlerinde kendi hayat hikayesini gördü adeta, 10 saniye içinde; önce bebekliğine döndü, ilk adımlarını attı ve işte okula başladı, doğum gününde hediyeler aldı, ehliyetini aldı, kepini fırlattı, iş görüşmeleri, iş görüşmeleri, aralarda aşkları ve ailesinden kareler…ve kendine geldi, o sırada otobüs şoförü -muhtemelen önceki seslenişlerini duymayan- Hope’a karşı çoktan sesini yükseltmiş ’’hadi bayan, acele edin, bütün gün sizi bekleyemem burada’’ diye bağırmaya başlamıştı, ama dedim ya Hope için zaman durmuştu, ben diyordu kendi kendine, ne yapıyorum burada?..

Merdivenlerden hızlıca inip, arkasından şaşkınlıkla bakan şoföre ve yolculara aldırmaksızın koşmaya başladı, sokağın köşesini döner dönmez durdu, çantası elinden kaydı, anahtarlar, kredi kartları, cep telefonu çantasından yere düştü, Hope hepsine anlamsız gözlerle baktı ve anlamsızca mücadele ettiği yılları, ettiği kavgaları, yaşadığı tüm bunalımları, sadece patronunu memnun etmek için harcadığı tüm o çabayı, kendine ödül olarak verdiği cumartesi geceleri dışarı çıkıp sabaha kadar içmecelerini düşündü..yeniden sordu kendine; ben, ne yapıyorum burada? Hayat bu olamazdı, ne zaman geçmişti 28 sene, elinde ne vardı, dahası insanoğlu bunun için mi vardı, kendine daha iyi bir dört duvar hayatı yaşatmak mıydı tüm yaşamın anlamı, daha iyi bir ev, daha iyi bir araba mıydı? Hepsi bu olamaz dedi kendi kendine, tüm vücudu zangır zangır titriyordu, bir taraftan bu ana kadar gözleri kör olarak yaşadığı için kendine çok şaşırıyor, diğer taraftan da şimdi ne yapacağını bilmez bir halde çantasından dökülenleri topluyordu. Yavaş yavaş ayağa kalktı, içinden ağlamak geliyordu ama tuhaf bir histi bu, mutluydu çünkü ve çok hafif hissediyordu kendini. Bir değişimin kıyısında olduğunun farkındaydı hem de çok büyük bir değişim! Ruhunu arındıracak ve kendini aramak için sonsuz bir yolculuğa çıkacaktı, bu yolculuk onun hayatındaki tek gerçeklikti artık, o ana kadar tüm yaşanmışlıkları, tüm ezberlerini kredi kartlarıyla beraber tek tek çöpe attı.

İşte bu yolculuk sırasında geldi Hindistan’a. Ve gelir gelmez tamam dedi, hani herkesi alıp götüren bir yer ya da bir şeyler vardır ya, burası da Hope’un demirlediği limanı oldu adeta.7 senedir burada yaşıyor -çoğunlukla Goa'da- kendi yaptığı takıları satarak parasını kazanıyor, eski hırslarını -eski Hope’u- çok çok gerilerde bıraktı, artık eskiye göre son derece mütevazi ve yalın bir hayat yaşıyor ve biliyor ki içinde (ve herkesin de içinde) paranın asla satın alamayacağı sonsuz güzellikte bir enerji var:)

There had been times felt hopeless and quaesitoning life for everybody. That was the very  time when Hope met herself


Hope was born and grown up in England, she had an ordinary life just like everyone else. On 27th Marc, 2005, her 27th birthday, something really weird happened to her. While she was taking the bus she saw an old lady who was hanging to a walking stick, she was hardly walking obviously, altough she had really blue eyes. Hope thought that her eyes were burning in very that moment. Their eyes met for a second, in that moment just for a 10 seconds Hope backed to her childishness first, took her first steps and here she began to school, she got many birthday presents, and driving license, and she dart her mortarboard, job interviews, job interviews, her loves in between and some images according to her family…then she came to herself. By the way bus driver - probably because of she couldn’t hear his voice before-  has raised his voice ‘’come on lady, hurry-up, I don’t have all day waiting for you. Bu as I mentioned before, time was stopped for her, she was talking to herself, saying; what am I doing here?..

She went down the stairs quickly and began to run with not to care a damn of  bus driver or other passengers looks. Suddenly stopped, when she turned the corner of the street her bag slide down from her hands and everything – car keys, cell phone, credit cards- fall into place. Hope looked all the mess with very empty eyes and she thought all those years who struggled for, fighted for, feeling all those depressions and emptiness, just for to make her boss happy, and every Saturday night to drink till the morning so called rewarding herself…then she asked herself again: what am I doing here?, Life couldn’t be that, right? When she left behing all 28 years, what had she got,  over and above what was the purpose of that kind of lifestyle: a beter life to live between four walls, a beter house, a beter car? ‘’no, that is not’’ she said. Her whole body was shaking,  she was shocked and feel,ing that  she had lived with a damn curtain on her eyes till now while she put the things back to her bag.She stood up slowly, feeling almost like crying, but it was a bizarre feeling because she was extremely happy and setle. She knew that she was at edge of a change, even a huge change! She decided to set out on a journey to able to clean her soul and find herself, this journey was going to be the real and only truth in her life. She junked all those so called  life experiences, routines with her credit cards.

That was this very journey when she came to India first. And he said –yes; without thinking any second. This place became where she settle down -her personal port- She is living in India for 7 years-mostly in Goa- She is selling her own creation jewelleries to earn money.She left behind her passions, desires, greeds. Her life is much more simple then before. Because of she knows there is an ultimate energy inside of her-inside of everybody- much more valuable then all the material things money can buy in the world:)

Yorumlar

  1. merhaba
    çok güzel bir yazı olmuş zevkle okudum ,acaba siz mi yazdınız
    sevgiler

    YanıtlaSil
  2. merhaba, çok teşekkür ederim, beğenmenize çok sevindim:) Evet tüm hikayeleri kendim yazıyorum, hayal kurmayı çok seviyorum ben, o hayalin içinde yaşıyorum adeta, tavsiye ederim herkese de, muhteşem:))

    YanıtlaSil
  3. bence de muhteşem ,çok güzel yazmışsınız gerçekten
    hayal kurmayı ben de çok seviyorum
    hayallere :)))))))))))))

    YanıtlaSil
  4. Yaptıklarına ayrı, yazdıklarına ayrı bayılıyorum:)
    Hope`a iş yaşamında başarılar diliyorum, umarım hep mutlu olur Hindistan`da:)

    YanıtlaSil
  5. Teşekkürler Semi! Hope için hislerimiz karşılıklı:))

    YanıtlaSil
  6. hikayeyi çok beyendim... başarılar dilemek istedim:)

    YanıtlaSil
  7. Hikaye de bebekler de çok hoş! Yeni keşfettim bu blogu, en kısa zamanda baştan sona inceleyeceğim:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar